Angèle, Zaz, Bernard Lavilliers: 2021'in son albümleri

Programa, Cœur de Pirate’ın Ekim ayının 15’inde piyasaya çıkan "Impossible à aimer" adlı çalışmasında yer alan On s’aimera toujours adlı parçayla başladık. Adı, Türkçeye “Birbirimizi hep seveceğiz” şeklinde tercüme edilebilecek bu parçayı, erkek arkadaşı Marc Flynn’e adamış otuz iki yaşındaki Kanada asıllı sanatçı.

Fransız popüler müziğinin yükselen yıldızlarından Julien Doré, yeni albümü "Aimée"yi geçen yıl yayınlamıştı. Bu yılın Kasım ayında da "Aimée encore" adıyla bu albümün genişletilmiş bir versiyonunu sürdü sanatçı piyasaya. Bu versiyonda yer alan Larme fatale adlı parçada, Fransız electro pop – hip hop müziğinin genç yeteneklerinden Eddy de Pretto ile bir araya gelmiş Doré. Şarkının isminde bir kelime oyunu mevcut zira okunuş itibarıyla Cehennem Silahı filminin Fransa’daki ismini hatırlatsa da yazılışına bakınca bunun Ölümcül gözyaşı anlamına geldiğini anlıyoruz. Oldukça kişisel sayılabilecek şarkıda, iki sanatçı akıllarından geçen düşünceleri, pişmanlıklarını ve korkularını paylaşıyor müzikseverlerle.      

Bernard Lavilliers, elli yılı geride bırakan kariyerinin ilk günlerinden beri farklı ülkelere ait melodilere yer verdiği şarkılarla tanınıyor. Özellikle Güney Amerika’ya özgü besteler dikkat çekiyor sanatçının repertuarında. Lavilliers’nin yeni albümü "Sous un soleil énorme" (Devasa bir güneşin altında) da, 12 Kasım’da aldı müzik marketlerdeki yerini. Albümde, artık bir tehdit haline gelmeye başlayan güneşin altında kavrulan gezegenimizden bahsediyor yetmiş beş yaşındaki sanatçı ve iklim problemlerinden politik sorunlara kadar birçok temayı ele alıyor. Albümde Bob Dylan’ın Who Killed Davy Moore adlı şarkısının Fransızca uyarlamasına da yer vermiş Lavilliers, bu parçada ona Gaëtan Roussel, Eric Cantona ve Hervé de eşlik etmiş. Albümün dikkat çeken parçalarından biri de Les porteños sont fatigués ismini taşıyor. Porteños, Buenos Aires’te yaşayanlara verilen ad. Parçada da "Buenos Aires halkı enflasyon, işsizlik ve tutulmayan sözler yüzünden yorgun düştü" diyor sanatçı.

İlk olarak 2015’te, The Voice adlı yarışma programındaki performansıyla dikkatleri üzerine çeken 1990 doğumlu Anne Sila, bu yarışma sonrasında 2016’da ilk albümünü yayınladı, ertesi yıl da Pascal Obispo imzalı Jésus de Nasareth müzikalinde Meryem rolünü üstlendi. Bu yılın Eylül ayında da şarkıcılık kariyerine başlamasını sağlayan The Voice yarışmasının The Voice All Stars adlı özel sezonuna katılan genç kadın burada birinciliği elde etti, bunun hemen ardından da yeni albümünü piyasaya sürdü. Gerçekten de kendine has bir sesi var Anne Sila’nın ve bu sayede yorumladığı şarkılara bambaşka bir hava katmayı başarıyor. Son olarak katıldığı yarışmada da Gilbert Bécaud’nun Je reviens te chercher adlı şarkısına çok özel bir yorum getirmiş ve Florent Pagny, Zazie ve Patrick Fiori gibi isimlerden oluşan jüriyi büyülemişti. Bu yorum onun 29 Ekim’de piyasaya çıkan albümünde de yer alıyor.

2010’da ilk albümünde yer alan Je veux adlı parçasıyla dünya çapında ses getirmeyi başaran Zaz, yeni albümü "Isa"yı 22 Ekim’de yayınladı. Gerçek ismi Isabelle Geffroy 1980 doğumlu sanatçının, albüme adını veren Isa da Isabelle’in kısaltılmış hali. Üç yıllık bir aranın ardından yeniden müzikseverlerin karşısına çıkan Zaz, bu dönemde biraz soluklanıp, kendine, yani Isabelle’e vakit ayırmak. Eğer pandemi nedeniyle bir değişiklik olmazsa, 2022’in ilk aylarından itibaren de yeniden sahnelerde göreceğiz kendisini.

Kariyerinde altmışıncı yılı da geride bırakan Eddy Mitchell otuz dokuzuncu stüdyo albümü "Country Rock"ı 19 Kasım’da piyasaya sürdü. Albümdeki tüm şarkıların sözleri kendisine ait bestelerin çoğu da uzun yıllardır birlikte çalıştığı Pierre Papadiamandis imzasını taşıyor. Albümün açılış şarkısı Un petit peu d’amour’u, 2017’de hayata veda eden yakın dostu Johnny Hallyday’e adamış Eddy Mitchell. Bunun dışında Chuck Berry’nin You Never Can Tell adlı şarkısını da C’est la vie, fais la belle adıyla Fransızcaya uyarlamış. Albümdeki en dikkat çeken parçalardan biri de bir Calogero bestesi. Garde tes nerfs – Sinirlerine hakim ol adlı parçanın, tipik bir Eddy Mitchell şarkısına ait her şeyi barındırdığını söylemek mümkün.

En son 2013’te "Racine carrée" adlı albümü piyasaya süren Stromae'nin yeni single'ı 15 Ekim 'de yayınlandı. Santé adlı bu şarkısını, pandemi sırasında kutlama yapmaya pek de halleri kalmayan sağlık, yemek ya da temizlik sektörü çalışanlarına adamış Belçikalı sanatçı. Stromae'nin yeni albümünün, 2022'nin Mart ayında piyasaya çıkması bekleniyor.

İlk albümü "Brol"ü 2018 yılında piyasaya süren Angèle, bu albümde yer alan Tout oublier ve Balance ton quoi adlı şarkılarla büyük ses getirmiş, 2019’da düzenlenen Victoires de la Musique töreninde de "En İyi Çıkış" ödülüne layık görülmüştü. Yeni albümü "Nonante-cinq"i de geçen hafta, doğum günü olan 3 Aralık’ta yayınladı 1995 doğumlu sanatçı. "Nonante-cinq" de Belçika’da "doksan beş" anlamına geliyor. Biri hariç albümde yer alan tüm parçaların sözü ve bestesi Angèle’e ait. 

Biraz da kısa kısa son dönemde yayınlanan ve bu programda yer verme şansı bulamadığımız albümlerden bahsedersek: 12 Kasım’da Nolwenn Leroy’nın yeni albümü "La cavale" piyasaya çıktı, oldukça tempolu şarkıların yer aldığı başarılı bir albüm bu. 19 Kasım’da ise bu yıl bir başka albüm daha yayınlayan Bénabar, on dört şarkıdan oluşan yeni çalışması "On lâche pas l’affaire"i piyasaya sürdü. 26 Kasım’da Julien Clerc, Fransız şansonunun klasiklerini yorumladığı "Les jours heureux" adlı albümü yayınladı. Charles Aznavour, Léo Ferré ve Barbara gibi efsanevi isimlerin şarkılarını büyük bir ustalıkla seslendirmiş sanatçı. Geçtiğimiz hafta ise Francis Cabrel’in canlı performans albümü "Trobador Tour" çıktı piyasaya. Sanatçının hem yeni hem de eski şarkılarını farklı düzenlemelerle dinlemek isteyenler için bulunmaz bir fırsat bu albüm. Klasikleşmiş şarkılarını yeni düzenlemelerle kaydeden bir başka isim de altmış yıllık kariyerine onlarca hit parça sığdıran Nicoletta. Bu parçaları piyano eşliğinde yeniden seslendirdiği "Amours & Pianos" adlı albümü 19 Kasım’da yayınlayan sanatçıya, piyanoda Jean-Jacques Genevard ve Johan Dalgaard eşlik etmiş ve Mamy Blue, Il est mort le soleil ve La musique gibi klasiklerini bambaşka bir boyuta taşımış. 

Henüz geçen yıl "Baby Love" adlı albümü piyasaya süren Jean-Louis Murat, 22 Ekim’de bu kez "La vraie vie de Buck John" isimli çalışmasını yayınladı. Buck John, 1953’le 1986 yılları arasında yayınlanan, western temalı bir çizgi roman. Albümün tanıtımı için çekilen fotoğraflarda da kafasına kovboy şapkası, elinde gitarıyla bizlere country ya da blues şarkıları çalacak gibi görünüyor Murat ama tıpkı bir öncekinde olduğu gibi elektronik müzik ve rock altyapılı şarkılardan oluşan bir albüm var karşımızda.

1981 doğumlu Simon Campocasso ya da sahne adıyla Le Noiseur, ilk albümü "Du bout des lèvres"i 2015 yılında yayınlamıştı. Pop ile rap müziği harmanlayan bu albümle akıllara Benjamin Biolay, Daniel Darc ve Jean-Françis Coen gibi isimleri getiren sanatçı, ikinci stüdyo albümü "Relax"ı 5 Kasım’da piyasaya sürdü. France Bleu sunucusu Eric Bastien, albümün 70’li yıllar Ennio Morricone film müziklerinden 90’lar Fransız rap’ine kadar uzanan geniş bir müzikal spektruma sahip olduğunu belirtmiş.  Aynı zamanda pop, elektronik müzik hatta oryantal melodilere bile rastlamak mümkün Le Noiseur’ün bu çalışmasında. Albümden çıkan en son single olan Jimi Hendrix'te, genç yaşta hayata veda eden Amerikalı müzisyenin yanı sıra onunla benzer bir kaderi paylaşan James Dean, Janis Joplin, Amy Winehouse ve Daniel Balavoine gibi isimlere de selam yolluyor Le Noiseur.

İlk albümü "Petite amie"yi 2017 yılında yayınlayan ve bu çalışmasıyla ertesi yıl düzenlenen Victoires de la Musique töreninden "En İyi Çıkış Albümü" ödülüyle ayrılan Juliette Armanet, aynı yıl Cannes Film Festivalinin açılış töreninde Michel Legrand’ın Les moulins de mon cœur’üne getirdiği muhteşem yorumla dikkatleri üzerine çekmişti. Juliette Armanet’nin yeni albümü "Brûler le feu", 19 Kasım’da aldı müzik marketlerdeki yerini. İlk albüme göre Le dernier jour du disco ve Tu me play gibi daha hareketli, daha tempolu parçalar yer alıyor Armanet’nin bu çalışmasında. Bu enerji sayesinde verdiği konserlerde hayranlarıyla paylaştıklarını maksimum seviyeye taşımayı hedefleyen sanatçı, yeni turnesine de 2022’nin Şubat ayında start vermeyi planlıyor.